15 Mayıs 2010 Cumartesi

Usta Beni Öldürsene

Gel gör ki kıyama duran topal köpeklerin dualarına bir amin havlaması dilimin kıvrımında,
Orada, ahşap dokunuşlarla
Gözünü gözüme çak usta

Peluştan kurt kapanlarına saplı ayak bileklerinden öpsün zebaniler
Öpücük yanığı dudak izleri isli et kokusuyla taçlansın

İhtimal, neticeyi örten yorgansa usta
Doğum lekemden de rahatlıkla görebilirsin
Burç yerlerim kanıyor
Kanım, ilikten iliğe geçişin tazyikinde şık
Kahretsin usta
Ağzımda çocukluğumdan kalma o tahta kaşık
Çenem kaşık mezarı değil be
çenem kaşık mezarı değil

Sana yeteri kadar ikindi uykusu hediye ediyorum, bilirim miskinsin paketi açmaya
Bırak usta tavaf etmeyi dön kendi etrafında

-Kent çapağını silmeden yola düşeceğim de-
Ondan önce
Seni küçük kerhaneci bu nası bi yalnızlık?

Bol piçli bi kış gibi
Elbette görüyor ve arttırıyorum
Burukluk ücrete tabi

-

Yalan yosma kıvrığı saç telleriydi boğaza takılarak yutulan
Bronz bir ay ışığı duşunda durulma hevesi ki o aydı tutulan

Hey usta
Bana bir oyun öğret ki
Seninle kolayca oynayabileyim

Oyalanabileyim bir tam iş gününde
Karşı kanepeyle aramda asma köprülerde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder