4 Mart 2011 Cuma

Kun

Fazlası da değildi, kıvrak bir hamleyle, içinde Fikret Mualla imzalı uygunsuz bir hayat hikayesi ve minyatür bir çocuk mezarı besleyen iri kıyım kalbimi, tamire bıraktığım akşamlarda tam da ortasından başlıyordu hayat.

Erken de değildi, bir ayyaşın toy kulaklarına hiç düşünmeden fısıldadım:

“ Sen saatini kurmasan da bir gün yetmiş olacaktın.”

Güzel de değildim üstelik bestseller bir yosmaya göre, güzel de değildim,
şehrin azizlerini, tek kişilik karınca sirklerini,
Fransız İhtilali kokan genelevleri, aşırı dozdan ölen mevlevileri sonsuz bir vitrinde sergileyecek kadar da kendi rüyamdan emin değildim.

..

Sonrasında macerama az kullanılmış bir kütüphanede çocukluğumu kovalayarak devam edecektim.

ben de kaçacaktım devlet markalı bir ölümden; sesimi üçe bölüp, ilkiyle eski bir Macar şarkısına sığınarak. ardımda artı bir kadın, artı bir hayat, ortasına ateş edilmiş artı bir hüviyet, kusursuz bir artı onsekiz.

Fazlası da değildim.

ben saatimi kurmasam da nasılsa belirlenen gün ve saatte ölecektim.

cesedime serili gazetenin hayat sigortası reklamına tüm varlığımla tükürecektim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder