20 Ocak 2011 Perşembe

Ajite

Şüphelenmeye önce kendimden başladım.. Bildiğim, bütün kuşlarda gerekenden fazla matematik vardı ve gezici tiyatroları düşününce, bu ezberci gezegende kalbinden konuşma ihtimali olanlarla uçmak doğaçlama bir seçenekti. Bulduğum ilk nedenle atlayacağım.

..

Önce bir başkasından öğrenmeye başladım, bir çıplak için kış, eksik bir kumaştı, depresyonsa eski kıtaya yapılan toz pembe bir yolculuk. Bir önemi yoktu gidişatın ya da insan yutan iç çamaşırlarının.. Temizlenmeye sırtımın kirli fermuarından başladım, üşümeye ise iç çamaşırlarımdan.

..

Sonra çok ezberciydi kuşlar. Her ağaçta benzer logaritmalar, her evde bir birine benzeyen çok uluslu aşklar.

Pompei’ de bir düzüşme müzesinde kendimi yoklamaya ağzımdan başladım, pantolonların kabaran bölgelerinden selam getirenlere İtalyanca aşkları işaret ederek, bilmem kaçıncı erkeğin rüyasına naif denklemler zerk ederek, gördüğüm her erkekte babamı ezberleyerek. Babama bir kala kadın oldum..
Ben ve tüylü masum dünyam..
Adını depresyon koyabileceğim ilk köpekle kudurdum..

..

İlk yalanımı söylemeye Türkçeyle başladım, herkese duymak istediklerini söyleyince diğer dilleri öğrenmem çok kolay oldu..Sonrası bir bardak su, midemde kübist cennetler inşa eden yeşil drajelerle sırt üstü, yan yana, baş başa, ve benzeri ,ve gibi, ve haliyle..

Büyük resim hala içimde.

Ve ben başladığım yerdeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder