27 Mayıs 2010 Perşembe

Ayyaş ve Cillop

Kerametini akıtmasını beklediğim karayellerin içini dışına çevirdiğimde, ellerime doluşan siyah karları avuç avuç yediğimi bilirim,

Dişlerimin arasına sıkışan karanlıkların itlafına yetişemeden,
Yutkunurum geceden.

Yutkunmak -bir mevsimi yutmak-,
Safra kesiği midede posası çıkarılan yeni zamanlara tutunmak
Son derece realist bir kadının yapabileceği en sanrılı otostoptur.

Adab-ı muaşeret kanunları, sıçar gibiysen acıyı, işlemez.

Gece tuzları baskındır gırtlakta,
Yandakinin ter çeşmesine uzanan damağın kuru gölünde –aslında çölünde-
kafayı çeken bir bedevi inlemesi, siner sahibinin sesine
İnleyen çöl adamının esir sesi, katre katre sızar izbe nefesine

Susuzluk bir sanatsa, ağza dolan, tere bulanan o fırça darbeleri, tamamen saç tutamlarının marifetidir.

Gitmeler –gelirken daha- ayak tabanlarına yerleşir.



Dahası gökyüzü,
yüzyıllar önce gündüze yetişmekten vazgeçmiş,
Rotasını geceye çevirmiştir.

Bulutlar güneşi perdeleyerek eprimiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder